Neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir baş ağrısı türü ve genetik bir hastalık olan migren, pek çok farklı tetikleyici ile hayatı zorlaştıran nöbetlerle kendini gösteriyor. Bu karmaşık ve bazen halüsinasyonlarla seyreden baş ağrısının tedavisi ise günümüzde hala birçok kişi için merak konusu.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, migrenin özellikle kadınlar arasında yaygın görülen genetik bir baş ağrısı türü olduğunu ortaya koyuyor.
Lancet Neurology Dergisindeki migrenin epidemiyolojisi ve bakım sistemlerine odaklanan 2021 tarihli bir makaleye göre, migren dünya genelinde 1 milyardan fazla kişiyi etkiliyor ve bu durum, küresel ekonomiye önemli bir yük getiriyor.
Euronews´a konuşan Nöroloji ve Elektronörofizyoloji Uzmanı Dr. Melek Özarslan, migrenin sadece şiddetli bir baş ağrısı değil, aynı zamanda hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyen karmaşık bir nörolojik rahatsızlık olduğunu vurguluyor.
Çeşitli tetikleyicilerle ortaya çıkan migren atakları, bazen halüsinasyonlarla seyredebilirken, tedavi süreci ise hala pek çok hasta için belirsizlik taşıyor.
Migren nedir ve nasıl başlar?Özarslan migrenin eski toplumlarda bir tür "lanet" olarak görüldüğünü belirterek, "Hatta sürekli baş ağrısı çekenler lanetli olarak kabul edilip ya cezalandırılmış ya da toplumdan uzaklaştırılmıştır," dedi.
Migrenin ortaya çıkış biçimleri, özellikle de migren nöbeti öncesinde beliren ve halüsinasyonlarla devam eden auralar yüzyıllardır hayretle incelenmesine rağmen, hakkında çok az şey biliyoruz."